Biraz yaz, biraz kış.
Ne yaz, ne kış, yazla kışın ılıştırıldığı bir mevsim sonbahar.
Zamanın iki ucunu sarı benizli bir fiyonkla da olsa bağlayan bi' şey.
Uzlaşı ve birlikte yaşayabiliriz mevsimi. Aynı zamanda bir bahar. Bahar da olsa son, son da olsa bahar...
Sevincin anlık sarhoşluğuna, bahara misilleme...
Sıcak kum üstü fincan gibi konar önümüze baharın sonu, önünden sonra.
Sonbaharda yalnız içilen kahve tadı var, iki kişi olsanız bile... Kalabalık, cümbür grup, kulüp içseniz bile... Zaman daha bi geçimsiz. Toynağını akrep sokmuş katır gibi anda ve acıda inatlaşır.
Gelenek gibi; bu mevsimde her yanımız züccaciye, her yanımız kırılgan oluyor nedense. Belki de sorgulamakta geç kaldığımız ve katılaşmış bu geleneğe devrimci bir değişim getirmeliyiz.
El vermesin varsın hüzün sokak sokak dolaşan yapraklarından. Yine de kırk değil ömürlük hatrı var bu baharın. Bahar da olsa son, son da olsa bahar olanın.
Bu pastel renklerde bir anlam, bir işaret var. Solmak lazım, olmak lazım.